Bulduğu bir kuru ekmek parçasını gagasıyla sıkı
sıkıya tutmuş anne karga, az ileride gördüğü su birikintisine sokup
çıkarıyormuş.
Meraklanmış okuyanlar kendi kendine. Anlamışlar ki,
kurumuş ekmek parçasını ıslatıyor kara karga.
Belli ki, çok acıkmış olan yavrusuna götürüyormuş...
Karga sizin sandığınızdan da zeki, uzun ömürlü bir
bilge ...
Adamın biri ile başlayan hikayelerde anlatır eski
insanlar.
Yuvadan düşen bir karga yavrusunu almış yerden adam. Eliyle de sıkı sıkı tutmuş, hani uçamasın yavru karga
diye...
Anne karga görmüş olup bitenleri; İzlermiş oysa
adamı uzaktan. Karga anne, bir kanat darbesiyle alçalmış hemen, dalıvermiş
adamın tepesine.
Adamcağız kaçmış, anne karga kovalamış. Bir amansız
takiptir başlamış.
Adam yakınlarda olan bir çay ocağına sığınıp, canını
zor kurtarmış.
Anne karga yavrusunun canının acımasını unutmamış
ama. Anne karga, adamı her gördüğünde saldırmış ve rahatsız etmiş.
Kızdığı insanları kargalar asla unutmazmış...
Kargalar sevdiklerine yapılanı ve yapanları da
unutmazmış.
Bilge karga öyküsünü burada bitirmiş.
İnsanoğlu bundan öğüt almış mı almamış mı
bilinmezmiş?
Ümit Atalay Ekmekçi